5 Ocak 2013 Cumartesi

Uludağ Sözlük'te Kanuni Sultan Süleyman



  1. osmanlı sultanlarının onuncusu ve islam halifelerinin yetmişbeşincisi.

    saltanatı: 1520-1566
    babası: yavuz sultan selim- annesi: hafsa sultan
    doğumu: 27 nisan 1495 vefatı: 7 eylül 1566

    1509'da kefe sancakbeyliğine gönderilinceye kadar babasının yanında kalmış ve bu müddet içinde iyi bir öğrenim ve eğitim görmüştür. babası yavuz sultan selim'in 1514 iran ve 1516 mısır seferleri sırasında rumeli'nin muhafazası ile görevlendirildi ve edirne'de oturdu. babasının vefatı ile de 30 eylül 1520 tarihinde 26 yaşında iken osmanlı tahtına çıktı.

    kanuni sultan süleyman belgrad'ın fethi (1521) ile orta avrupa'nın, şövalyelerin üssü olan rodos'un zaptı (1522) ile de akdeniz hakimiyetinin kapılarını devletine açtı. 1526'da yüz bin kişilik ordusuyla ve üç yüz kadar top ile mohaç ovası'nda macar ordusuyla karşılaştı. bu durumda sancaklarını açık ellerini semaya doğru kaldıran sultan; "ya rabbi! senin kudret ve himayeni diliyor, hazret-i muhammet'in ümmetine yardımını niyaz ediyorum" diye yalvardı. tarihin bu en büyük meydan savaşında düşman ordusunu yok eden kanuni, 20 eylül'de macaristan'ın başşehri budin'e girdi. 1529'da viyana muhasara edildi ise de kuşatma vasıtalarının getirilmemesi ve kış mevsiminin yaklaşması üzerine neticesiz kaldı. 1532'de alman seferine çıkan kanuni, viyana'yı arkada bırakarak gratz, marburg, gunss ve daha bir çok alman şehirlerini zaptetti. yedi ay avrupa içlerinde dolaştığı halde imparator karşısına çıkmaya cesaret edemeyince geri döndü.

    1534'te safeviler üzerine sefere çıkan sultan, bağdat ve basra'yı zaptetti. bağdat'ta evliya kabirlerini ve kerbela'da hazreti ali ve hazreti hüseyin'in makamlarını ziyaret eden kanuni, abdülkadir-i geylani hazretlerinin kabrine türbe ve yanına imaret yaptırdı. fetih hareketlerine devam eden kanuni, 1535'tetebriz'i zaptetti. 1537'de italya seferine çıkarak, otranto'ya kadar ilerledi.

    karalarda cihan hakimiyetini eline geçiren kanuni sultan süleyman, barbaros hayrettin paşa vasıtasıyla denizlerde de osmanlı devleti'nin gücünü gösteriyordu. nitekim bu büyük deniz komutanı haçlı donanmasını 27 eylül 1538'de preveze'de imha ederek, müstesna bir zaferle akdeniz'de tam bir türk hakimiyeti kurdu. kanuni süveyş'te kurduğu donanma ile de kızıldeniz'i ve arabistan sahillerini emniyet altına aldı ve avrupalıları hindistan sahillerinden uzaklaştırmaya başladı.

    bu fetihleri; 1543'te estergon, nis ve istolni-belgrad, 1551'de trablusgarb'ın zaptı ve 1553'te nahcıvan seferi takip etti. ihtiyar ve hasta bir halde iken 1566'da yine cihada çıkan bu büyük türk sultanı, zigetvar kalesinin zaptı sırasında top sesleri arasında 72 yaşında iken vefat etti. naşı süleymaniye'deki türbesine defnedildi.

    türklerin kendisine kanuni ve gazi, avrupalıların ise "muhteşem" dedikleri süleyman han, babasından devraldığı 6,557,000 kilometrekarelik osmanlı toprağını, yaptığı fetihlerle 14,893,000 kilometrekareye ulaştırdı. bulunduğu yüzyıl, dünya tarihine türk asrı olarak geçti. bu asırda her sahada dahi devlet ve ilim adamları yetişti. nitekim sadrazamı ibrahim paşa, lütfi paşa, sokullu mehmet paşa; şeyhülislamı kemal paşazade, ebüssuud efendi, şairi baki, fuzuli; sanatkarı mimar sinan; kaptan-ı deryası barbaros hayrettin paşa olan bir devletin padişahı kanuni olurdu.

    sultan süleyman han'ın asıl adından daha fazla bilinip, şöhreti olan kanuni ünvanı, önceki osmanlı kanunnamelerini ve devri icabı lüzumlu hükümleri kanunname-i al-i osman adı altında, islam hukuku esasları dahilinde toplattırıp tanzim ettirmesinden ileri gelmektedir. kanuni hareket ve sözleri güzel, aklı kamil, nezaketli, irfan sahibi, sözleri tatlı, alim, hakim ve şairlere dost, bütün maddi-manevi iyilikleri şahsında toplamış emsalsiz bir padişahtı.

    pek çok hayrat ve iyilikleri olan kanuni, imar faaliyetleriyle de uğraştı. memleketin hemen her yerinde camiler, mescitler, medreseler, hamamlar ve çeşmeler inşa ettirdi. mimar sinan'ın yaptığı süleymaniye camii de bu devirde türk azameti devrinin tacını teşkil etmiştir. koca mimar sinan büyük hakan'a; "padişahım sana öyle bir cami inşa ettim ki, kıyamete değin ayakta duracak bir metanete sahiptir." diyerek bu güzel eserini takdim etmiştir.

    pek çok özellikleri yanında büyük bir şair olan kanuni sultan süleyman'ın hastalığında yazdığı şu beyti yüzyıllardır dillerde söylenmektedir.

    halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,

    olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.

    bir olay

    fransa kral`i bir gün alman imparatoru sarlken´e esir düser. bunun üzerine validesi derhal osmanli imparatoru kanuni sultan süleyman han´a münacat´ta bulunarak yardim ister. süleyman han, derhal alman imparatoruna bir name yazdirir :

    "biz ki, diyar-i trablusgarbin, diyar-i libyanin, diyar-i misirin, diyar-i rumun, diyar-i ... vesaire´nin fatihi, sultan süleyman han´iz. sen ki, almanya eyaletinin kral´i sarlken´sin. sana deriz ki, tez fransiz kral´i kulumuzu serbest birakasin ". muhtesem süleyman´in koskoca almanya imparatoruna olan hitabi iste bu sekilde olur. yazdirdigi o nameyi alman kralina göndermek icin bir pasa dahi tayin etmeye tenezzül etmeyen süleyman han, bu ise siradan bir cavusu vazifelendirmekle iktifa eder. tabii neticemi ? fransiz krali derhal serbest birakilir. koskoca kanuni sultan sülayman´a karsi durmak öyle kolay degildir.

    hakkında yazılanlar

    1. kanuni sultan süleyman
    hayatı / mefkuresi / mücadelesi
    yavuz bahadıroğlu
    yeni asya yayınları / biyografiler dizisi

    bir devlet adamı düşünün ki, 46 yıl boyunca ülkesini dünyanın daima zirvede ülkesi olarak idare etmeyi başarmış olsun.
    e bir padişah düşünün ki, yarım asra yaklaşan idaresi süresince ülkesinde günümüze ışık tutacak hürriyet ve eşitlik prensiplerine uygun bir idare tatbik etsin.
    şte bütün idaresi boyunca seferler, zaferler, adalet, eşitlik ve huzur dolu ülkesini uzun süre zirvede tutmayı başarmış bir devlet adamı:
    kanuni sultan süleyman.
     (feylule, 15.01.2006 19:31)
  2. 1. viyana kuşatması'nı sadece şov amaçlı yapmış, yaptığı kanunlar ve gösteriş merakıyla anılan efsanevi osmanlı padişahı
     (ferrole, 03.02.2006 11:31)
  3. avrupada the magnificent süleyman olarak bilinir...
     (cartman, 03.02.2006 11:58)
  4. (bkz: the law maker)
     (eru, 03.02.2006 11:59)
  5. halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
    olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
    saltanat didükleri ancak cihan gavgasıdır
    olmaya baht u saadet dünyada vahdet gibi
    muhibbi mahlasıyla şiirler yazmış olan şair padişahımız.
     (farabi, 04.02.2006 23:06)
  6. döneminde osmanlı dünya lideri devlet olma vasıflarına ulaşmıştır..şimdiki amerika dünyada neyse onun döneminde de osmanlı öyleydi dersem daha iyi anlaşılır sanırım..babası yavuz ardında müthiş bir hazine ve örgütlenmiş devlet bırakmış oğlu kanuni de bunu çok iyi kullanmıştır..fransa hükümdarının annesi esir düşen oğlunu alman kralından kurtarmak için kanuni'den yardım istemiş '-sen ki tüm cihanın hakimisin senden başka kimse oğlumu kurtaramaz' yakarışını içeren bir mektubu kanuni'ye gönderir ve kanuni yaptığı seferde almanya'nın altını üstüne getirir fransa kralını kurtarır..hem de öyle bir seferdir ki şu an sultanahmet'teki dikilitaş aslında almanya sınırları içerisinde inşaa edilmiştir;bu sefer sonucu oradan istanbul'a taşınmıştır..nedendir bilinmez ama türkler geçmişte fransızlara hep yardım etmiş,iyi ilişkiler kurmuş ve hiçbir ülkeye vermediği imtiyazlar vermiştir..karşılığını almışmıdır bilinmez ama şu an almadığımız kesindir..
     (killing joke, 04.02.2006 23:19)
  7. babası yavuz dan daha başarılı olmak istemiş ama başaramamıştır öyleki yavuz paralara kendi muhurunu vurdurmus ve hazineyı daha cok dolduracak biri gelince muhurumu kendi muhuruyle deiştire bilir demiştir
     (rapter, 04.02.2006 23:29)
  8. nasil da hakkinda entry girmedim diye kendime kizdigim osmanli padisahi.tek esliligi benimseyen tek osmanli padisahi.avrupa da muthis suleyman olarak bilinir.kazandigi zaferkerden sonra asla kutlama yapmaz,kutlayanlari da cezalandirirdi.inanilmaz inanclidir.avrupalilarin bizden bu kadar cok nefret etme sebebidir.hicbir zaman boburlenmeyen,kibirli olmayan hayatim da en cok etkilendigim 2 kisiden biri.(o kadar ki onun muhrunu nick olarak kullaniyorum)digeri de james hetfield.bazi liderlerin ornek almasi gerektigi muthis insan(tayyip bak ta ornek al.sabahin korunde havai fisek atmakla olmuyor bu isler).
     (hexagram, 13.04.2006 13:41)
  9. bilindigi gibi 1. viyana kuşatması ekstradan yapmamistir.
     (hexagram, 13.04.2006 13:46)
  10. hakkında şöyle bir hikaye anlatılır.
    günün birinde, sultan yanına hürrem'i alarak edirne'ye tatile gider. tatildeyken yeniçeriler sinirlenir ve sarayı basarlar. istanbul'a dönene kanuni, atıyla kalabalığı yara yara sarayın kapısına kadar gelir. o kadar bağıran ve kızan yeniçerilerden bi tane bile karşısına çıkmaya cesaret edemez.
    sonunda kanuni bağırarak " aranızdan iki temsilci gönderin. derdinizi anlatsın" der.
    gelen temsilcinin birisi,
    "biz burda düşman avlarken, yüce padişahımız hürrem'in koynunda yatmaktadır" der. bunu duyan kanuni ise kılıcını kınından anında çıkararak, askerin oracıkta kafasını gövdesinden ayırır.
    bunu izleyen isyancı yeniçeriler, anında sarayı boşaltır ve isyanı bitirirler.
     (maksat muhabbet, 02.07.2006 19:13 ~ 19:14)
  11. huzuruna gelip
    -evim soyuldu padisahım zararımı karsılayın
    diyen bir kadınla aralarında söyle bir dialog gecmiştir

    kanuni:ey kadın kadın sen ağır uykunda uyursun evine hırsız girer duymassın sonrada bunun hesabını banamı sorarsın
    kadın:ben padisahım uyanık bilirim koskoca süleyman bir bicare kadını koruyamaz mı

    demek suretiyle kadının verdiği ayara gelen ve gözleri dolan kanuni

    -tiz kadının zararı öz hazinemden karsılana!!!.. emrini vermiştir..
     (imitasyon, 10.08.2006 04:37)
  12. osmanlının en geniş sınırlarına ulaştığı padişahtır osmanlı her konuda en üst seviyeye gelmiştir. fakat osmanlının olumlu yöndeki gelişmeleri ve son sınırına kadar uzanması devlette bazı sorunlara sebep olmuştur. rüşvet bu dönemde başlamıştır hatta (bkz: fuzuli) kanuniye bir şiir yazmıştır ve bu şiirin bir dizesinde (bkz: selam verdüm rüşvet değüldür deyü almadılar) diyerek kanuniye gerçekleri dolaylı yoldan bile olsa anlatmıştır. kanuni bunun çözümünü bulacağına söz vermiştir fuzuliye fakat ömrü buna yetmemiştir. vefat etmiştir.

    edit:kanuni zamanında sınırlar 15 milyon metrekare iken torunu döneminde sınırlar 19 milyon metrekareye ulaşmış düzeltmen için teşekkürler (bkz: imitasyonn)
     (daksin, 10.08.2006 04:58 ~ 03.11.2010 19:51)
  13. ilk köse padişahtır kendisi sadece seyrek olarak bıyıkları çıkmıştır
     (daksin, 10.08.2006 04:58)
  14. sanıldığı kadar yüceltilecek bir devlet adamı değildir. döneminde osmanlı imparatorluğu nun en geniş sınırlara ulaşması ve süper güç devlet konumuna yükselmesi, geçmişin hızından kaynaklanır. (tabi kendisinden sonra gelenlerin içine düştüğü vahamet düşünülürse, kanuni onların yanında inci gibi kalmaktadır.)
    elbette bu, sadece kanuni nin yönetmek sanatını iyi bilmemesinden değil, bu dönemde yaşanan dışsal gelişmelerin etkisi, devletin sınırları ile birlikte, bürokrasi kitlesinin de çok genişlemiş olması ve bunun neden olduğu olumsuzluklar ve daha bir çok etken dışında, kanuni nin de çok ileri görüşlü olamamasından kaynaklanır.

    tahta çıktığında kendisinden başka erkek kardeşi olmaması ona bir avantaj sağlamış, böylece osmanlı tarihinde en rahat tahta çıkan ve en uzun tahtta kalan (46 yıl) padişah olmuştur. tahta çıkmadan önce, babası yavuz sultan selim in, uzun süreli seferlere çıkması nedeniyle, kendisi, osmanlı tarihi nde ilk defa olarak naibliğe atanmış ve istanbul da kalarak devleti fiilen idare et(tir)miştir.

    osmanlı tarihi nin kanuni dönemi aktarılırken en çok göz ardı edilen, fakat en önemli konu olan dışsal etkileri anlatalım.

    amerika nın bulunmasının ardından, avrupa nın feodal beyleri, büyük limanlar ve gemiler inşaa etmeye yönelmişler, bu yapıların büyük sayılara ulaşması, aşağı yukarı kanuni dönemine denk gelmiştir. nihayetinde amerika ya açılan avrupa feodalitesi (ki merkezi kırallıkların güçlenmesindeki en büyük etken budur ve bu bizim tarih aktarımımızda hep göz ardı edilir), bu zengin ve bakir topraklardan elde ettikleri ganimetleri avrupa ya aktarır. bir örnek vermek gerekirse, sadece ispanya nın 1520 ile 1530 tarihleri arasındaki ganimet kazancı, ispanya hazinesini bu on yılda 30 katına çıkarmıştır!!!
    bunun, o dönemde ispanya kadar etkin olmasa da, bu ganimet yarışına katılan diğer avrupa ülkeleri için de büyük bir kazanç getirisi olmuş ve böylece kıta avrupası, osmanlı imparatorluğu ile karşılaştırıldığında, görece zenginleşmiştir.

    burada bir ara verip osmanlı imparatorluğu nun ekonomi düzeni hakkında biraz bilgi vermek için: (#346323) nolu entryme bakılabilir (hatta, konunun devamlılığı için lütfen bakınız. bu entryi buraya tekrar girerek şu anki entrymi uzatmak istemiyorum.)

    (yukarıda no sunu verdiğim entrye bakıldığını göz önüne alarak devam ediyorum) işte osmanlı nın bu planlı ekonomi sistemi kanuni nin saltanatının ilk dönemlerinde de korunmuş, fakat, zenginleşen avrupa, anadolu ya gelen tüccarları aracılığıyla bu sisteme sekte vurmuştur. bu ekonomi sistemine göre devlet kişinin, neyi, ne zaman, ne kadar, kimin için üreteceğine ve bunu ne kadara satabileceğine karar vermektedir. ancak, avrupalı tüccarlar, imparatorluk sınırları içerisinde üretilen malları (özellikle keten), üreticilerine daha fazla ücret teklif ederek, kaçak yollarla avrupa ya taşımaya başlamış; üreticiler de, devletin verdiğinden daha fazla veren bu tüccarlara yanaşmış, ürünlerini onlara saklamış ve satmış; böylece osmanlı imparatorluğu nda, neredeyse imparatorluğun ömrünün sonuna kadar baş edemeyeceği kaçakçılık başlamıştır. özellikle, istanbul un doğusuyla pek alakadar olmayan osmanlı yönetiminin, buralara atadığı, beylerbeyi, sancakbeyi, kadı vb. bürokratlar ise, bu kaçakçılığı önlemek yerine, bundan kendileri de yararlanma yolunu seçmiş, hatta ve hatta bu işten, üreticilerden çok daha karlı çıkmışlardır. yine bu bürokratlar sayesinde, osmanlı yönetiminin ülkeye dağıtımını sağlamak için belirlediği, osene neyin üretileceği kararı; kuraklık, kıtlık vs. gibi bahanelerle yerine getirilmemiş, bunun yerine, avrupa tüccarının talep ettiği ürünler üretilmiştir. bunun sonucunda ise, ihtiyaç duyulan malın üretilmemesi ve ilgili bölgelere transfer edilmemesi sonucu, istanbul başta olmak üzere pek çok şehirde kıtlık başgöstermiştir.

    bu esnada dünyaya güç gösterisinde bulunan kanuni ise, bu bunalımları gelip geçici sorunlar olarak algılamış, ilk başlarda pek te üstüne düşmemiştir. ancak ilerleyen dönemlerde, hazinenin bütünüyle boşalması sonucu bazı önlemler almak istemiş, ancak bu önlemler osmanlı imparatorluğu nu güçlü yapan bütün kökleri ortadan kaldırdığı gibi, içinde yaşadığımız bugün dahi hissettiğimiz ağır bunalımları başlatmıştır.

    çoğu kişi osmanlı ordusu deyince aklına hemen yeniçerileri getirir, onları ordunun bel kemiği sayar. ancak bu kesinlikle yanlıştır. osmanlı ordusu nun bel kemiği timarlı sipahilerdir. timarlı sipahiler, bahsettiğim ekonomi sisteminin hem bir ürünü, hem de koruyucusudur. şöyle ki: köylerden bir kaçı bir araya getirilir ve bunlara 20 tane timarlı sipahi yetiştirme emri verilir. bunlardan biri komutanlarıdır. bunlar ürünlerin ekildiği mevsimde, bağlı oldukları yöreler de, hem devletin istediği ürünlerin üretimini ve istenilen yere aktarılmasını denetler, hem köylülerle birlikte çalışır, hem de buranın asayişini sağlarlar. bu bölgenin ödediği yıllık verginin büyük bir kısmını ise hizmetleri karşılığı maaş olarak alırlar. savaş zamanında (dikkat edilirse, devletin güçlü dönemlerinde seferler hep yaza doğrudur. bunun bir nedeni de işte bu timarlı sipahilerin denetleme işlerini yürüterek, ekonomik düzenin dirliğini devam ettirmektir) bu askerler toplanır. kanuni nin ilk dönemlerinde ordu da 150bin timarlı sipahi varken sadece 12 bin kapıkulu askeri (yeniçeriler dahil) vardır.
    işte kanuni nin bulduğu çözümlerden belkide en fena sonuçlu olanı da, bu düzeni değiştirmeye yönelik siyasetidir.
    hazineye para bulmak için, yukarıda bahsedilen, timarlı sipahilere maaş olarak verilen vergileri toplamanın başka bir yolunu geliştirmiştir. buna göre, önceleri timarlı sipahiye bağlı olmayan bölgelerin yıllık vergisini, satılığa çıkarmış, bu sayede, örneğin bir bölgenin 10 yıllık vergi gelirini mültezime (bu işi yapan kişi) satarak hazineye hemen para akışı sağlamıştır (tabi bu arada, dikkatinizi çekmiştir, böyle bir ekonomi sisteminde, bu vergileri satın alabilecek güçte bir sermayeye kimse sahip olamaz normalde; ancak, bu mültezimlerin geneli, başta bahsettiğim kaçakçılık zenginleri ve devlet adamlarıdır. bu da işin şöyle bir yanını gösterir: devlet bu adamları denetleyip cezalandıracağı yerde ödüllendirmiştir). ilerleyen zamanlar da her paraya ihtiyaç duyulduğunda bu yönteme başvurulmuş, en sonunda timarlı sipahilerinde toprakları ellerinden alınarak bu mültezimlere verilmiştir. hatta kanuni nin bizzat kurduğu, 1000 kişilik bir mali denetim ekibi, imparatorluk topraklarına yayılarak, timarlı sipahilerin gelirlerini denetlemek için görevlendirilmiş, ancak işin sonunda anlaşılmıştır ki, bu ekbin asıl görevi, timarlı sipahilerin hesaplarında, gerçekte varolmasa bile bir fazlalaık uydurup, bunların topraklarını ellerinden almaktır.
    elbette bu azalan asker sayısının da takviye edilmesi gerekmektedir. bu nedenle, o güne kadar asıl işi, adından da anlaşılacağı üzere saray, başkent muhafızlığı olan kapıkulu askerlerinin sayısı artırılmıştır. bunlar ise, kışlaları başkentte olan, ilerleyen zamanlarda devletin başına büyük bela kesilen askerlerdir. savaşlarda da büyük başarı gösterememiş, hatta çoğu zaman savaşa bile gelmemişlerdir.
    yine timarlı sipahilerin azaltılması ve yok edilmesi (iii.murad sonrası) devletin ekonomi üzerindeki denetimini tamamen yitirmesine neden olmuştur. mültezimler, elde ettikleri vergi toplama yetkisi ile halkın neredeyse kanını emmiş, özellikle anadolu nun bütün üretimini zayıflatmışlardır. yine bu adamlar ilerleyen dönemlerde ve bugün türkiye de "ağa" denilen ve en büyük geri kalmışlık sorunumuz olan feodaliteyi oluşturmuşlardır.

    sonuçta, dışsal ve içsel etkilerin yanında, kanuni nin yürüttüğü siyasette osmanlı imparatorluğu nun geri kalma yoluna girmesine sebep olmuştur. eğer kahramanlık nutukları atmak, "vay efendim avrupalılar kendisine 'muhteşem süleyman' diyor" diye gereksiz bir böbürlenmeye kapılmak yerine -ki bahsedilen savaşlar da osmanlı tarihi nin en kolay başarılarındandır-, bizleri bugün dahi geri kalmışlığa iten sebepler araştırılırsa, bunların kanuni döneminde başladığı görülür.
     (suzergecer, 11.08.2006 22:51 ~ 12.08.2006 02:47)
  15. 27 nisan 1495 pazartesi günü trabzon'da doğan tarihin en büyük devlet adamlarındandır.

    (bkz: belgrad in fethi)
    (bkz: mohaç savaşi)
    (bkz: viyana kuşatmasi)
    (bkz: rodos un fethi)
    (bkz: cezayir in osmanliya katilişi)
    (bkz: preveze deniz zaferi)
    (bkz: trablusgarb in alinmasi)
    (bkz: cerbe savaşi)

    (bkz: daha ne olsun)
    (bkz: nerede o çağlar ki analar arslan doğururdu)

    ayrıca kendisinden milyonlarca kez özür dilediğimiz atamızdır. o dünyayı tokatlarken evlatları 5-10 milyon nufuslu avrupalıya yalakalık yapar duruma düşmüştür. o dünyaya meydan okurken bugun bizler bir avuç toprak üzerinde 3-5 çapulcu ite hergün şehit vermekteyiz.
     (palta, 11.08.2006 23:01 ~ 23:02)
  16. hurrem sultanla nikahlanan padişah..
     (kadıköy, 11.08.2006 23:02)
  17. türbesi, adına inşa edilmiş süleymaniye camiinin bahçesindedir. karısıhürrem sultanyamacında yatmaktadır.
     (zinani, 11.08.2006 23:03)
  18. age of empires 3'te de rol almaktadır.magnificent suleiman olarak.
     (aquarius, 11.08.2006 23:51)
  19. yavuz selim in babası sanılan fakat oğlu olan padişah.
     (kurremkarmerruk, 06.11.2006 11:43 ~ 16:05)
  20. büyüklük bakımından hep fatih sultan mehmet ile mukayese edilen büyük insan.ta o zamanladan avrupa birliğine bizi sokmak için gayret göstermiş zat.
     (chilavert, 16.11.2006 11:28)
  21. hemen hemen tüm dünyayı etkileyebilecek şana, şöhrete, kudrete ve yetkiye sahip ancak bir tatar kızı hürrem sultan nın karşısında süt dökmüş kediye bürünen * cihan padişahı.
     (serander, 16.11.2006 12:53 ~ 31.08.2008 08:14)
  22. (bkz: osmanli hanedani/#1023970)
     (ogasi, 19.12.2006 23:15)
  23. bir fermanıyla dünyayı titreten allah dostu mübarek zat.
     (efesim, 07.02.2007 18:37)
  24. siyasi hataları bol -en önemlisi de işe yarayacak şehzadelerin ölümüdür- avrupalıların feci tırstığı, tarihin en manyak meydan muharebesinde * kumandan olan "muhteşem" padişah.
     (paradigma, 07.02.2007 18:53)
  25. şehzadesi mustafa'yı boğdurtarak hem osmanlının geleceğini dinamitlemiş, hem de kendi adına yakışmayan bir olaya neden olmuştur. hürrem sultan en büyük aşkı ve felaketidir. (bkz: allah kadının şerrinden korusun)
     (editor, 07.02.2007 19:22 ~ 21.09.2012 14:00)

0 yorum:

Yorum Gönder